Rivayete göre Hz. Ayşe (R. Anha) buyurur ki;
«Peygamber (S.A.S)´imize «Yâ Rasûlallah (S.A.S). Kiyamet Günü sevenler birbirlerini hatirlarlar mi» diye sordum. Bana su cevâbi verdi;
«Üç yerde hayir. Birincisi, Mizan karsisinda, iyiliklerin agir mi,yoksa hafif mi gelecegi belli oluncaya kadar;
Ikincisi amel defterleri uçusurken. Herkes amel defterim acaba sagimdan mi, yoksa solundan mi verilecek diye beklerken.
Üçüncüsü de cehennemden uzun bir boyun çikarak bir takim kimselerin boyunlarina dolanarak su üç kimseye musallat edildim: Allah (C.C) ile birlikte baska bir ilâha tapana bütün zâlim ve zorbalara ve hesaplasma gününe inanmayanlara derken, bu kimseleri kiskaca alarak cehennemin derinliklerine atar.
Cehennemde kildan ince, kiliçtan keskin bir köprü vardir. Üzerinde sivri demirden çengeller ve dikenler vardir. Bu köprüden insanlar, kimi çakan simsek, kimi esen rüzgâr gibi... geçeceklerdir.»
Hz. Ebü Hüreyre (R.A.) öer ki: Peygamber'imiz (S.A.S) söyle buyurdu:
«Ulu Allâh (C.C) gökleri ve yeri yaratinca Sûr'u yaratip Israfil (A.S)'in eline verdi, o da onu agzina koyarak «Ne zaman üfleme emri alacagim» diye bakislarini Ars'a dikmis beklemektedir.
Ben O'na: «Ya Rasûlellah (S.A.S). «Sûr nedir» diye sordum. Bana: «Nurdan bir boynuzdur» diye cevap verdi. Ben O'na: «Yâ Rasûlellah (S.A.S), nasil bir seydir» diye sordum. O da bana: «Genis çapli bir daire seklindedir. Beni Hak dinle Peygamber olarak gönderen Allah (C.C) adina yemin ederek söylüyorum ki. çapi yerle gök arasi genisligindedir.
Israfil (A.S)bu sûra üç kere üfler: Birinci üfleme ürkütmek, ikinci üfleme canlilarin hepsini öldürmek, üçüncü üfleme de yeniden dirilis içindir. Üçüncü üfleyisten sonra ruhlar ortaya çikarak gök ile yer arasini arilar gibi doldururlar ve genizlerden cesedlere girerler. Topragi yarilarak yerden ilk çikacak olan benim.»
Baska bir hadiste bildirildigine göre:
Ulu Allah (C.C). Cebrail (A.S). Mikâil (A.S) ve Israfil (A.S)'i yeniden diriltince bunlar hemen yanlarina Burak'i ve bir kat cennet elbisesi alarak Peygamber (S.A.V)'imizin kabri basina inerler. O sirada kabrin topragi yarilarak derhal acilir. Peygamber (S.A.V)'imiz Cebrail (A.S)'e bakar ve «Bu hangi gündür?> diye sorar. Cebrail (A.S)de O'na: "Bu gün Kiyamet Günü'dür, bugün hasir günüdür; bugün karar günüdür" diye cevap verir. Peygamber'imiz «ya Cebrail, Allah (C.C) ümmetime ne yapti» diye sorar. Cebrail (A.S) de «Müjdeler olsun, sana üzerindeki toprak ilk açilan sensin.» diye cevap verir.
Ebû Hüreyre'nin rivayet ettigine göre, Peygamber (S.A.V)'imiz buyurmustur ki:
«— Ulu Allah (C.C) buyurur ki; «Ey insanlar ve cinler! Ben size gereken nasihati vermistim. Iste simdi amelleriniz defterlerinizde yazili. Iyilik bulan Allâh'a hamd etsin. Baska türlüsünü bulan da kendinden baskasini kinamasin.»
Anlatildigina göre bir gün Yahya Ibni Muaz-el Razrnin (R.A.) bulundugu mecliste:
«O gün takva sahiplerini Allah huzuruna binekli olarak toplar ve günahkârlari cehenneme yaya ve susuz olarak sevkederiz.» (Meryem 85-86)
mealindeki âyetler okununca o söyle der:
«— Ey insanlar!. Bir dakika, bir dakika! Yarin mahserin durak yerinde hep biraraya geleceksiniz. Her yönden gurup gurup gelerek Allah'in huzuruna tek tek dikileceksiniz. Kelime kelime yaptiklarinizdan hesaba çekileceksiniz. Ermisler Allah (C.C)'a binekli olarak, günahkârlar da Allah (C.C)'in azabina yaya ve susuz olarak götürülecek. Ve bölük bölük cehenneme gireceklerdir!
Kardeslerim! önünüzde sizin hesabiniza göre elli bin sene uzunlugunda bîr gün var, o gün «sarsinti günü», «yaklasan gün» dur. «bütün insanlar o gün Allah (C.C)'in huzurunda dikileceklerdir», «o gün. hayiflanma ve pismanlik günü», «tartisma ve hesaplasma günü», «hesaplasma günü», «feryad günü», «gelecegi kesin bir gün», «kalb çarpintisi günü,» «yeniden dirilme günü», «herkesin kendi elleri ile islediklerine bakacagi bir gün», «aldanma günü», «kimi yüzlerin agardigi ve kimisinin de karardigi gün». «Allah (C.C)'in Huzûru'na temiz kalble gelenlerden baska malin, çoluk-çocugun fayda saglamadigi bir gün», «zâlimlere mezaretlerinin fayda vermedigi, kendileri için fena yerlesme yeri hazirlanan bir gün» dür.
Mukatil Ibni Süleyman (R.A.) der ki: «Insanlar Kiyamet Günü, hiç konusmadan yüz yil beklerler, yüz yil da karanlikta saskinlik içinde geçer, yüz yil da dalga dalga birbirine sürtünerek Allah (C.C)'in Huzurunda çekisirler. Kiyamet Günü, sizin hesabiniza göre elli bin yil uzunluguna olmasina ragmen ihlâsli bir mü'mine en kisa bir namaz süresi gibi gelir.»
Peygamber'imiz {S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Su dört seyden hesaba çekilmeden kulun ayaklari kaymaz:
1 — Ömrünü nerede harcadigindan,
2 — Vücûdunu nerede yiprattigindan,
3 — ilmi ile nasil amel ettiginden.
4 — Malini nereden kazanip, nerede harcadigindan»
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
«— Her peygamber'in mutlaka kabul olan bir duasi vardir, hepsi bu haklarini dünyada kullandi. Ben duâ hakkimi Kiyamet Günü ümmetime sefaat etmek için sakladim.»
Allah (C.C)'imiz! Rasûlellah (S.A.S.)'in. Kati'ndaki itibâr hakki için O'nun sefaatine bizi eristir!.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder